LinkWithin

27 Temmuz 2012 Cuma

EVLERDEN BİRİ ROMAN ÖZETİ


Evlerden Biri, Orhan Kemal’in sık sık ele aldığı aile yaşamına en iyi ayna tutan romanlarından biridir. Ev içlerinde kapalı kalan hayatların aslında hangi fırtınalarla dolu olduğunun en iyi belgelerinden biri olan roman,
ortak yalanlarımızla kurduğumuz ailenin aslında nasıl bir hapishane olduğunu ifade ediyor. Her zaman insana inancını koruyan Orhan Kemal, bize gerçeklerin üstüne kurmadığımız hayatların kolayca çözülüp gideceğini usta bir dil ile hatırlatıyor.

Evlerden Biri , devlet demiryollarından emekli Sadi Bey'in emekli ikramiyesiyle aldığı ufak evde yaşanan dramı anlatırken, aşağılık duygusu altında ezilen küçük memurları, işçi kızları, zor şartlarda okuyan beş parasız yüksekokul, üniversite öğrencilerini, hayallerine sıkı sıkıya sarılarak yaşama sevincini yakalamaya çalışan insanların mücadelesini de hikâye ediyor.


Sadi Bey'in çocuğu yaşındaki Nursen'le ortak bir hayat hayal ederken tutunduğu en önemli koz olan Cibali'deki ev, hukuk fakültesinde okuyan küçük oğlu açısından sınıf atlamasını kolaylaştıracak bir basamak; küçücük bir memur olan büyük oğlu için köşeyi dönmesini ve sevgilisine mutlu bir gelecek sunabilmesini sağlayacak yegane umut; kızı için ise geleceğinin güvencesidir. İki arada bir derede kalan, evdeki varlığını kimsenin umursamadığı anne, çocuklarının arasında oradan oraya savrulurken, bir süre sonra bireysel beklentiler hepsini birbirine düşürüp aileyi darmadağın edecektir.

ORHAN KEMAL (1914-1970) HAYATI VE EDEBÎ KİŞİLİĞİ

Orhan Kemâl, günümüz hikaye ve romancılarındandır. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü'dür.
Edebiyata şiirle başlayan Kemâl, daha sonra hikaye ve roman alanlarında verimli olamaya başladı. Yurt gerçeklerini çarpıcı konularla birleştiren ve başarılı diyaloglara yer veren yazar, gazetelerde dizi olarak yayımlanan bazı romanlarını daha sonra kitaplaştırdı.


Eserleri:
Baba Evi, Avare Yıllar, Bereketli Topraklar Üzerinde, Yalancı Dünya, Hanımın Çiftliği, Eskici Dükkanı, Gurbet Kuşları,Kanlı Topraklar, Arkadaş Islıkları, Devlet Kuşu, Ekmek Kavgası, Önce Ekmek, Evlerden Biri, Kötü Yol

23 Temmuz 2012 Pazartesi

EDEBİYAT ve GERÇEKLİK

EDEBİYAT VE GERÇEKLİK

 Türk Dil Kurumuna göre gerçeklik: Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, hakikilik, şeniyet, realite, reellik.

Edebiyatta gerçeklik:
1. Edebî eserlerdeki
konunun (içerik, muhteva) gerçeklikle bağı vardır. Eseri oluşturan yazar ya da şair belli bir toplumsal gerçeklik içinde yaşamaktadır ve eserinde gerçekliği bir şekilde yansıtır.

2. Edebî eser, yazar ya da şair tarafından yazıldıktan sonra toplumsal gerçeklik içinde yer alır. Çünkü o eseri okuyanlar, belli bir toplumsal gerçeklik içindedir. Böylelikle eserin gerçeklikle bağı başka bir şekilde sürmektedir.

Yazar, içinde yaşadığı gerçekten yararlanarak eserini oluşturur. Ancak yaşanan doğal gerçeklik olduğu gibi değil, edebiyat kuralları dahilinde esere yansıtılır. Yani sanatçı doğal gerçekliği konu olarak ele alıp yeni bir gerçeklik içinde tekrar şekillendirir, kurgular. Buna "edebi gerçeklik" denir.
      
      Sanat; nesnel, gerçek dünyanın öznel tasarımıdır. Bu durumda gerçeklikten yararlanmaları yönüyle, bilimle sanatın ayrı değildir. Sadece gerçekliği ele alma yöntemlerinin farklı olduğunu ifade edebiliriz.

Edebi metnin konusu insandır. Dolayısıyla edebi metinlerde insanla ilgili her konu işlenebilir.

Bilim de sanat da aynı gerçeklikle uğraşır. Sanat , gerçekliği insana özgü özelliklerden hareketle değiştirerek yeniden oluşturur. Bilim ise gerçekliği açıklar.

Edebi metin yazılırken dönemin özelliklerinden ve o dönemdeki her türlü gerçeklikten yararlanılır. 

 Edebi metinlerde; dönemin ilmi, felsefi, teknik ve sosyal alandaki verileri, siyasi tartışmaları, döneme damgasını vuran edebî akımlar, tartışmalar kurmacanın olanaklarıyla işlenir.

10 Temmuz 2012 Salı

ORHAN KEMÂL KÖTÜ YOL ROMAN ÖZETİ

Orhan Kemâl, bu romanında kötü yola düşen saf ve masum bir genç kızın macerasını anlatır.
 
İnsanı hayali kahramanlara çevirmeden, zayıflıkları, zaafları ile benimseyen ve seven yazarların başında gelen Orhan Kemal, edebiyatımızda sıradan insanın yaşam kavgasını en iyi anlatan yazarlardandır. İnsanın yitirdiği onurunu yeniden kazanışını anlatan Kötü Yol, maceralı kurgusu ile okurların ilgisini çekecek romanlardan.

Romanın konusu:

Yıl 1965. Yer Adana.

Çamaşırcı Ayşe Kadın'ın büyük kızı Nuran, çevresi tarafından devamlı güzelliği övülen ve oyuncu adayı olarak görülen bir kızdır. Fakirdir. 
Bir gün, ağabeyi İhsan tarafından yüklü bir başlık parası karşılığında Bedir Ağa’ya satılır. Nuran’ın tek kurtuluş umudu, büyük bir aşkla ve tutkuyla sevdiği şoför Reşat’tır.
Fakat evlilik hayalleri kurduğu Reşat’ın onu patronunun karısıyla aldattığını öğrenince İstanbul’a kaçar.Her zaman ona söylenen, arada sırada kendisinin de hayalini kurduğu şeyi yapmaya -bir sinema yıldızı olmaya- karar verir.
Adanalı bir sinema yönetmeni olan Kenan Yılmazer, İstanbul’da Nuran’ın elinden tutar ve ona bir şans verir. Böylece Nuran'ın şöhret basamaklarına adım atmasını sağlar. Ancak ne Reşat ne de ağabeyi İhsan, Nuran’ın peşini bırakacaktır.

Kitap, roman türünde yazılmaıştır ve 224 sayfadan ibarettir.

Düzenleme Kod Blogcum Tasarım : BloggerMotion

Yukarı Çık Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...